Monday, October 29, 2012

AVUSTRALYA BASININDA ATATÜRK VE CUMHURİYET! Dipnot Tablet yazarı İzzeddin Çalışlar yazdı - Dipnot.Tv

Avustralya Ulusal Kütüphanesi trove.nla.gov.au adresinde gazete arşivlerini yayınlıyor. Gazete koleksiyonunda cumhuriyetin ilk yıllarına dair Türkiye kaynaklı birçok habere de rastlamak mümkün. Haberler cumhuriyete giden yolun Türkiye’nin en uzağından nasıl görüldüğünü sergiliyor. Türkçe’de ilk defa, Dipnot Tablet’te..



8 Şubat 1921 The Sydney Morning Herald
KEMAL PAŞA’NIN ŞARTLARI
İstanbul’dan gelen habere göre Kemal Paşa hangi koşullarda padişahın otoritesini kabul edeceğini açıkladı. Padişah Ankara’daki meclisi tanıdığını açıklayan bir ferman verecek ve sonrasında İstanbul’u koruyacağı garantisi vererek sivil saltanat memurlarının listesini sağlayacak.
29 Mart 1921 Advocate
MUSTAFA KEMAL KUMANDAYI ALIYOR
İstanbul’dan bildirildiğine göre Türk milliyetçilerin lideri Mutafa Kemal Yunanlılara karşı harekatı bizzat yönetmek üzere cepheye geldi.


16 Eylül 1922 Examiner
KEMAL PAŞA’NIN TALEPLERİ
Daily Telegraph’ın İzmir muhabirine göre Kemal Paşa şu açıklamayı yaptı: “İngiltere’yle savaşmak istemiyoruz fakat Türkiye’nin başkenti olan İstanbul barış içinde geri verilmeli. Bu olmazsa İstanbul için savaşırız. İstanbul’u, Edirne’yi ve Trakya’nın Türk bölgesini istiyoruz.”
20 Eylül 1922 Advocate
KEMAL BLÖF YAPMIYOR
Daily Telegraph’ın İstanbul özel muhabiri, İngiliz birliklerinin Çanakkale boğazı ve İstanbul’daki her noktada telaş içinde olduğunu bildirdi. Askeri durum kritik görünüyor. Türkiye’nin İngiltere’ye hatta Fransa’ya savaş açmaya çok yakın olduğunu söylemek abartı olmaz. Müttefik yetkililer, Mustafa Kemal Paşa’nın işgalci müttefik kuvvetlerinin gitmek zorunda olduğuna dair sözlerinin blöf olmadığını kabul etmiş durumda. Herşeyi çözecek bir konferans umudu kalmadı. Müttefikler savaş kararı almazsa ordusunu yığınlar halinde kuzeye doğru süren Mustafa Kemal Paşa diktatör konumuna gelecek. Ordu İzmir’e yaptığı hızlı yürüyüşe rağmen mükemmel durumda ve İstanbul ve Çanakkale boğazlarındaki tarafsız bölgeleri tehdit ediyor. Mustafa Kemal Paşa her muharebeye 70,000 asker sürebilecek kapasiteye sahip.
21 Eylül 1922 Advocate
KEMAL’İN NİYETİ
Türkiye’nin Paris Büyükelçisi  Ferid Bey, New York Herald muhabiri tarafından yapılan söyleşide Kemalistlerin Çanakkale’yi ele geçirmek üzere olduğunu açıkladı. İstanbul ve Gelibolu’daki müttekif işgaline rağmen Asya yakasında hiçbir tarafsız bölgeyi tanımadıklarını belirten büyükelçi, “İngilizler sorun çıkarmak istiyorsa kendileri sorumlu olur. Hiç bir ülkenin Türkiye’nin askeri birliklerinin Boğazların güneyindeki bölgelerdeki hareketlerini yasaklama hakkı yoktur” dedi. Kemalistler bu yakayı işgal edecek olursa, barış masasına oturmalarına imkan doğacak ve azınlık haklarını koruma amaçlı olarak Gelibolu’da bir müttefik garnizonunun bulunmasını kabul edecekler. Ferid Bey "Eğer kan akarsa bu İngilizlerin hatasından ve mantıksız taleplerinden dolayı olacak. Yangın büyüyecek olursa, büyüyen tehlike bu Britanya İmparatorluğu’nu da içine alır” derken, Atina’dan Mustafa Kemal Paşa’nın İzmir’den ayrılarak İzmit yakınlarındaki İznik’e gittiği bildirildi. Asi Yunan birlikleri Trakya’da el koydukları iki treni iade etti. Daily Express, Kemalistlerin Çanakkale yakınındaki tarafsız bölgeye girdiklerini bildirdi. Kahire’den bildirildiğine göre İngiltere’nin Türklere karşı düşmanca tavrını sürdüreceğine dair söylentiler Türk taraftarlığını arttırdı ve Türk yandaşı gösteriler yayılmakta.
25 Eylül 1922 Advocate
KEMAL’İN TALEPLERİ
Morning Post’un İstanbul muhabiri Fransa temsilcisi General Peile’nin Mustaf Kemal Paşa’yla görüştüğünü ve Türkiye’nin Konstantinopol’ü elinde tutma hakkı ve Trakya’nın karşı konulmaksızın geri verilmesi için Marmara kıyısındaki Mudanya’da acilen bir konferans talebiyle karşılaştığını bildirdi. Buna göre Mustafa Kemal Paşa İstanbul’a az bir kuvvetle girecek, muhtemelen kendi yönetimini kuracak, ardından bir barış konferansı düzenlenecek ve ancak bu koşullar altında müttefiklerin üzerine yürümeyecek. Ankara hükümeti bu konferansın da İzmir’de yapılmasını önerdi. İstanbul’dan gelen bir yorum, Mustafa Kemal Paşa'nın barış konferansı öncesinde kentte yönetimi ele geçirmesinin çok tehlikeli bir durum yaratacağını öne sürüyor. Çünkü şehre çok küçük bir kuvvetle bile gelse, şehirde müttefiklere karşı onla birlikte hareket etmeye hazır birçok silahlı düzensiz Türk birliği bulunuyor. Informations Orientales’in Paris bürosu bugün Adana’dan yapılan resmi bir deklarasyonu aktardı. Buna göre müttefikler, Türklerin kurduğu ulusal pakta ve Yakın Doğu sorununun çözümüne derhal ve kati bir anlayış göstermezse, Ulusal Türk Ordusu Trakya’yı ele geçme hedefiyle hemen harekete geçecek.
30 Eylül 1922 Advocate
KEMAL’İN SÖZLERİ
Daily Express’in İstanbul muhabiri Mustafa Kemal Paşa'nın müttefiklere cevabının birkaç gün gecikeceğini, konunun halen Ankara’daki mecliste tartışıldığını belirtti. Buna karşın cevabın şu satırları içereceğinden kimsenin kuşkusu yok:
1. Türkler Venedik’teki konferans öncesinde silah bırakacak. Fakat halihazırda ulusal bir pakt oluşturmalarını sağlayacak olan Trakya’daki bazı stratejik noktaları ele geçirmekteler.
2. Tüm İngiliz birliklerinin hareketleri askıya alınacak, esir mübadelesi yapılacak ve tarafsız bölgelerde tahkimat yapılmayacak.
3.  Trakya konferans toplanmadan önce Türkler tarafından ele geçirilecek.
4. Tarafsız bölge kabul edilen Çanakkale Boğazı haricinde Marmara Denizi ve Trakya kıyılarında sihalsızlandırma yapılmayacak.
5. Boğazlar sorunu müttefikler, Türkler, Rusya ve Karadenize kıyısı olan ülkeler tarafından çözümlenecek.
6. Bu konuda müttefiklerin başka taleplerde bulunma hakkı saklı kalacak. 
7. Millet Meclisi bu noktaları onaylarsa, milliyetçiler Mudanya’da bir ateşkes mütarekesine katılmayı kabul edecek, ardından üç gün sonra İzmir’de Mustafa Kemal Paşa’nın Türk delegasyonunun başkanı olarak katılacağı büyük bir konferans düzenlenecek. 
Bu arada Türklerin tarafsız bölgedeki yayılma hareketi de genişliyor. Türklerin geldiği yerleri İngilizler bırakıyor ve çatışmadan kaçınılıyor. Türkler barış halini bozacak her tür davranıştan kaçınıyor.
3 Ekim 1922 Camperdown Chronicle
KEMAL PAŞA’NIN CEVABI
General Harington'un Türklerin tarafsız bölgeden çekilmeleri konusundaki ikinci notasına karşı Kemal Paşa şöyle dedi: “Eğer İngilizler Asya kıyısının kapatmayı düşünüyorsa, Harrington ordularını Fransız ve İtalyanlar gibi azaltmalı ve sadece polis gücü olarak kullanmalı.” Millet Meclisi’ne katılmak için Ankara’ya doğru yola çıktığını açıklayan Kemal Paşa ilk fırsatta General Harington’la görüşeceğini de söyledi.
6 Ekim 1922 Morning Bulletin
ASKER KEMAL
General Sir Harry Chauvel, Royal Colonial Institute üyelerine verdiği konferansta "Bence Kemal Paşa, savaşın doğurduğu nadir büyük asker-liderlerden biri. Bir asker olarak ona büyük saygı duyuyorum” dedi. 
7 Ekim 1922 Examiner
KEMAL’DEN MESAJ
Morning Post’un İstanbul muhabiri Kemal Paşa’nın İstanbullulara bir mesaj yollayarak "Büyük ulusal amacımız olan barış günü yakındır. Herşey silahla olmaz. Bütün dünya bizim yanımızda. İngiliz kamuoyu ve önceleri yanlış yönlendirilmiş birçok Batılı devlet adamı da bizim yanımızda” dedi. Son cümlesi İngiltere politikasındaki son eğilimleri kastediyordu.
3 Kasım 1922 Advocate
SULTAN, KEMAL’İ TANIDI
İstanbul’dan yapılan açıklamaya göre Sultan VI. Mehmed (Vahideddin), Lausanne’a gidecek Kemalist delegasyonu resmen tanıyacak.
11 Kasım 1922 Advocate
KEMAL’İN VAHİM HATASI
General Şerif Paşa, Mustafa Kemal Paşa’ya bir telgraf çekerek son taleplerinde ısrarcı olmamasını istedi. Halifeye yönelik hareketlerinin rahatsız edici olduğunu ve bu tutumun vahim bir hata olduğunu belirten Şerif Paşa, aksi halde Türkiye’nin İslam dünyasından aldığı moral takviyesinden mahrum kalacağını ve İslam inancının itibarının halifenin sahip olduğu iktidara bağlı olduğunu söyledi.
5 Aralık 1922 Cairns Post
Tanıyan birinin gözüyle MUSTAFA KEMAL
Mustafa Kemal Paşa’yı ilk görüşüm 1919 yazının sonlarında olmuştu. Bende bıraktığı izlenime göre, ufak tefek, sarışın, ciddi bakışlı mavi gözleri olan, bankacı olabilecek biriydi. Sivas’ta buluşmuştuk. Önceleri şık, rengarenk, eldokuması halılarıyla ünlü olup, sonradan Daily Mail’de Londralı bir yazarın yazdığı gibi, milliyetçilerin toplanıp ulusal paktı imzalayarak bağımsızlık deklarasyonunu ilan ettiği yer. Türk liderinden ilk toplantıda aldığım intibayı ne o günden sonra sohbetlerimiz, ne de onun yaptıkları değiştirmedi. Bana hep net ve doğrudan bir karakter olarak göründü. Akıllı, özgüvenli ve güçlü… Çünkü sadece bir fikre sahip ve savaşçı ve onurlu bir ırkın Avrupa’ya karşı özgürlüğü için mücadele ediyor. Bu baskın kişiliğin en şaşırtıcı çıkışı da o 1919 yılında oldu. O zaman da şimdiki muktedir ve programlı haline göre daha mütevazi ya da daha az dikbaşlı sayılmazdı. Doğunun değişmezliğinin bir örneği olsa gerek. Onun için zaman ilerlemiyor gibi. Onun için bu yıl ya da gelecek yıl kazanmanın bir farkı yok. Kazanmaya odaklanmış o kadar. Bana “Kazanacağız, çünkü davamızda haklıyız” demişti. “İmparatorluk topraklarının üçte ikisini kaybetti. Savaş borcumuzu ödedik. İngilizler akılsızca hareket etti. 
Bize tek vermeleri gereken barıştı. Kişisel olarak onları seviyoruz. Aynı bizim gibiler. Ama yollarımız ayrıldı. Şimdi Yunanlı katiller tutarak bizi alt etmek istiyorlar. Yunanlıları kovacağız ve kederlerine geri dönecekler. İngilizler de sakınsa iyi olur.” Onu ikinci görüşüm Sivas’a gidişimden iki yıl sonra, bugünden de yaklaşık bir önce, Ankara’da oldu. Bu iki yılda köprülerin altından çok sular akmıştı. Rusyada devrim ilerlemiş, Ukrayna ve Gürcistan, Moskova’nın peşine takılmış, Denki ve Wrankel hareketleri Güney Rusya’da iflas etmiş, İngiliz işgal ordusu İran’da ve Kafkaslar’da tıkanmıştı. Bir İngiliz için Türkleşmiş Küçük Asya güvensiz bir yer halini almıştı. Aynı durum Fransızlar için de geçerliydi.  Venizelos Atina’yı terk etmiş, Constantine geri gelmişti. Türkler ve Yunanlılar arasında çeşitli mücadeleler olmuş, sonunda tüm askeri kişilikler, ellerinde yarım milyonluk bir ordu olmadan Türkleri dağlarından atmanın mümkün olmadığını kabul etmişti. Böyle bir ordu kurabilecek kimse de yoktu. Yine de  Yunan Ordusu epey güçlüydü. Önceleri Ankara’yı epey tehdit etti. Ta ki Kemal’le karşısındaki kara mağlubiyete kadar… Konstantinopol’daki tembel Türkler daha önce yaptıkları gibi savaşa gönüllü değildi ama onun cesareti, onun süreğen gücü ve onun kişisel popülaritesi tek başına da denemeye yetti. Görüşmek istediğimi belirten bir not yolladım. Cevabı “Yarın üçte gel” oldu. Ankara yakınındaki sayfiye evinde buluştuk. Koruması olan ve Kara Kumpanya (Zıpkalı) olarak bilinen esmer, tombul, simsiyah giyinmiş adamın kontrolünden geçtim.  İki yılda biraz kilo almış, olgunlaşmış, sağlamlaşmış gibiydi. Daha başarılı görünüyordu. Mavi gözleri daha da ileri bakıyordu. Karşılıklı iyi niyetlerden sözlerinden sonra sustu. Yunanlıların ilerleyişini düşünerek, öylesine "İşler nasıl?” diye sordum. Avrupa basınında o sıralar kendisinin esir düştüğü yazılıp duruyordu. Dudaklarında bir gülümseme belirdi, gayet basit bir cümle kurdu: “İşler iyi gidiyor; ya kazanacağız ya öleceğiz. Ama kazanmamız lazım; çünkü davamızda haklıyız.” Bence Mustafa Kemal Paşa’nın kendisi için hiç ihtirası yok. Varsa da çok az. Sadece bir fikre sıkı sıkıya bağlı; o da Türkiye için kendi halinde yaşama hakkını kazanmak. Türkiye Cumhuriyeti’nin başkanı olma arzusu da yok ama en iyisinin bu olacağını hissederse de bir gün olabilir… 
1 Şubat 1923 Singleton Argus 
KEMAL PAŞA’NIN EVLİLİĞİ
Kemal Paşa İzmir’in varlıklı ailelerinden birinin 19 yaşındaki kızı Latife Hanım’la 130 bin pound’luk çeyiz vererek evlendi ve Türklere sürpriz yaptı. 
10 Şubat 1923 Advocate
KÜSTAH KEMAL
The Times muhabiri, Mustafa Kemal Paşa’nın İzmir’de yaptığı bir konuşmada Türk devletinin İngiltere’den korkmadığını ve “Eğer İngilizler Türkleri tehditle sindirme yoluna girerse, kısa zamanda bu yoldan geri çekilmek zorunda kalırlar” dediğini bildiriyor. 
16 Şubat 1923 Advocate
KEMAL ONURLANDIRILDI
Afganistan Emiri Amanullah Han, Mustafa Kemal Paşa’yı en yüksek Afgan nişanı olan “Kardeşim” unvanına layık buldu.
1 Mart 1923 Examiner
KEMAL PAŞA’NIN NİYETİ
Daily Express İstanbul muhabiri, Ankara’daki meclis barış şartlarını kabul etmemeyi sürdürürse Kemal Paşa’nın Cromwelci bir politika benimseyeceğinin anlaşıldığını söyledi. Kemal Paşa böyle bir olasılığa karşı Asmişehir’de güçlü birlikler toplamış durumda.
17 Nisan 1923 The Sydney Morning Herald
KEMAL SUÇLANDI
Kahire kaynaklı bir habere göre, Türkiyenin eski padişahı, Mustafa Kemal Paşa’nın İslam dünyası için bir felaket olduğunu belirten bir açıklama yaptı ve Hilafet’in saltanattan ayrılmasını kabul etmediğini, bunun peygamber hakkını ihlal ettiğini ekledi.
25 Nisan 1923 Barrier Miner
KEMAL PAŞA’NIN EŞİ
Daily Telegraph’ın İstanbul muhabiri yazıyor: "Ortodoks Müslümanlar, Mustafa Kemal Paşa'nın halifenin bugünkü iktidarı üzerindeki baskısından dolayı acı çekiyor. Kemal'in eşinin modernliği de halifeyi ezip geçiyor. Bayan Kemal son cami ziyaretlerinden birinde kadınlara ayrılmış özel bölmeye girmeyi reddederek oradaki kadınların da çemaat içine karışmasını istedi. Avrupa’da eğitim görmüş olan Bayan Kemal, zaman zaman Millet Meclisi binasındaki toplantılara da katılarak önde gelen politikacılarla devlet meselelerini de görüşüyor. Eski moda Türkler onun Türk kadınını özgürleştirme hareketi karşısında şok geçiriyor."







AVUSTRALYA BASININDA ATATÜRK VE CUMHURİYET! Dipnot Tablet yazarı İzzeddin Çalışlar yazdı - Dipnot.Tv

ONCE UPON A TIME ADAKALE WAS IN THE TUNA RIVER

When I was looking for Ottoman time fairy tails I found out about Adakale. The history of A little island fascinated me and I couldn't s...