Sunday, October 21, 2012

AKILLI KADINLAR


Avustralya’da, bir spor salonunun camında bir reklam; zayıf ve bronz tenli bir kadın, hemen yanında şu yazıyor:

“Bu yaz, denizkızı mı olmak istersiniz, yoksa bir balina mı?

Afişteki mankenin fiziksel özelliklerinden çok uzak olan orta yaşlı bir kadın, spor salonunun reklamına sesli bir cevap veriyor:


“İlgilenenlere duyurulur!

Balinaları arkadaşları asla yalnız bırakmazlar, yunuslar, denizaslanları, meraklı insanlar…
Aktif bir cinsel yaşamları vardır, hamile kalır, sevimli bebek balinalar doğururlar. Denizde yüzer, oynarlar. Polinezya adalarının mercan kayalıkları gibi muhteşem yerleri görme şansına sahiptirler. Balinalar harika şarkı söylerler, CD’leri bile vardır. Bazı insanlar dışında, onlara zarar vermek isteyecek tek bir varlık yoktur.
Dünyada herkesin sevdiği, koruduğu ve hayran kaldığı şahane hayvanlardır.


Denizkızı?

Öncelikle, denizkızı diye birşey yoktur.
Var olsalardı da kimlik karmaşası sebebiyle psikolog kapılarında sıra oluştururlardı.
Balık mısın? İnsan mı?

Cinsel hayatları yoktur. Yanlarına yaklaşan erkekleri öldürüyorlar, nasıl
olabilir ki? hem, iyice bir bakın, gerekli donanım nerede??

E, sonuç olarak çocukları da olmaz.

Zaten balık kokan bir kadını kim ister ki?

Sonuç?

Ben balina olmayı tercih ederim.

Medya sadece zayıf insanların güzel olduğunu savunuyor ama ben çocuklarımla dondurma yemeyi, beni heyecanlandıran adamla güzel bir akşam
yemeğinde sohbet etmeyi, arkadaşlarımla çikolata paylaşmayı çok seviyorum. Zamanla kilo alıyoruz; çünkü, kafamıza o kadar çok bilgi yüklüyoruz ki yer kalmıyor ve bedenimizin diğer bölümlerine yerleşmeye başlıyor. Yani, biz kilolu değiliz, inanılmaz kültürlü, eğitimli ve mutluyuz.

Bugünden itibaren, aynaya bakıp da kalçamı gördüğümde, şunu düşüneceğim:

“Allah’ım ne kadar da akıllıyım!”

ERKEKLERİN ANLAYAMADIĞI 10 ŞEY



1- Küçük çanta saplantısı
Kadınlar, genelde ufak çantaları tercih eder. Sığdıramadıkları eşyaları da erkeklere taşıtır. Erkekler ise, neden büyük çanta kullanmadıklarını düşünür durur.

2- Cevapsız sorular
Neden kadınlar aslında cevap istemedikleri soruları ısrarla sorar? Örneğin; kız arkadaşları hakkında sevgilisine fikrini sık sık sormak gibi… Olur da yanlışlıkla "Çok çekici bir kadın" veya "Çok etkileyici biri" cevabını alırlarsa, kıyamet kopar. Bu yüzden "Madem kızacaktınız, neden soruyorsunuz?" sonucunu çıkarırlar.

3- Jean pantolon takıntısı
Kadınların bir kalçası olmasına rağmen 20 tane jeanleri olur. Üstelik her birinin de duruşu aynı. Bundan ötürü erkekler, kadınları doyumsuz bulur.

4- Salata işkencesi
Aç olmadıklarını söylerler ve salata isterler. Sonra da partnerinin yemeğine sulanırlar. Bu davranış, erkekleri sinir eder. "Acaba kendilerinin değil de başkalarının tabağından yedikleri zaman daha mı az kalori alıyor?" sorusunu sorarlar.

5- Kaliteli zaman geçirme
Erkekler, kadınların alışveriş maratonuna katılsa da, istenen filmleri seyretse de, manikür yaptırırken sabırla beklese de, şikâyetler hep aynı: "Beraber hiç vakit geçiremiyoruz." Erkekler, "Daha nasıl birlikte vakit geçireceğiz?" diye düşünürken, kadınlar bunu saymaz ve kaliteli zaman geçirmek istediğini söylerler.

6- Böcekten korkmak
Suşi, kalamar, istiridye afiyetle yenir. Ama gel gelelim banyoda en ufak bir örümcek görmeye dayanamaz kadınlar. Çığlık çığlığa, köşe bucak kaçarlar malesef.

7-Aşk oyunları
Kadınlar, erkeklerin kötü olduklarını, kadınlara nasıl davranmaları gerektiğini bilmediklerini söyler. Ama bir sorunları olduğunda başvurdukları ilk kişi yine erkekler. Yani, ne istedikleri bazen belli olmuyor.

8-Tuvalete toplu gitmek
Grup olarak dışarı çıkıldığında, mutlaka masadaki bütün kızlar aynı anda tuvalete gider. Erkeklerin merak ettiği olay şu: "Bu durum grup psikolojisinden mi kaynaklanıyor, yoksa gözlerden uzak arkadaşlarla bir şeyler paylaşma isteğinden mi?" bilinmez.

9- Ince giyinme inadı
Mevsim ne olursa olsun, kadınlar ince giyinir. Güzellikleri uğruna kış falan da dinlemezler. Işte bu noktada erkekler neden böyle bir şeye başvurulduğunu anlamaz.

10-Saça merak
Erkeklere göre, kadınlar her gün aynanın önünde birer saat harcayıp türlü saç spreyleri ve jöleleri kullandıktan sonra, saçlarının yataktan yeni kalkmış gibi görünmesini sağlar. Erkekler, bu kadar uğraşı saçma bulur ve zaman kaybı olarak görür

ŞEHİTLER AĞACI


Doktor Derviş Özer, Kızılcahamam sevdalısı bir heykeltıraş.

Genelkurmay’ın şehit listesine ulaşıp, 1980 yılından bu yana verilen 6 bin şehidin, paslanmaz kromdan, adları, doğum ve ölüm tarihlerinin bulunduğu künyelerini tek tek eliyle yazdı.

Şimdi Türkiye’nin ilk ağaçtan "şehitler anıtını" Kızılcahamam Şehit Fatih Duru Parkına dikilen kurumuş sedir ağacı üzerine monte ederek yaşatıyor.

Dr. Derviş Özer’in, şehitler anıtı yapmasının öyküsü de son derece ilginç, Dr. Özer bu öyküyü şöyle anlattı.

10 yıl önce kızım henüz 3 yaşındayken, tatil dönüşü bir mola yerinde yalınayak iki adamla karşılaştım. Kızımı bu adamlardan uzaklaştırmaya çalışırken, onların traktörle köylerine şehit cenazesi taşıyan iki köylü olduğunu öğrendim çok üzüldüm ve kendimden çok utandım onlar çocuklarını bizim için şehit verdiler bende kendi kızımı onlardan koruyordum, "bundan çok utandım ve şehit ağacını yapmaya o zaman karar verdim. Şehit ağacı için Genel Kurmaydan Türkiye’de 1980 yılından günümüze kadar kaç kişi şehit oldu ise bunların isimleri doğum ve ölüm tarihlerini öğrendim ve bunları tek tek yaklaşık bir yılda künyelere yazdım. Bunları zincirleyip bu ağacın üzerindeki yaprakları şeklinde canlandırmayı düşündük, kısmet bugüneymiş, Kızılcahamam belediyesi ve Kızılcahamamlıların yardımı ile burada gerçekleştiriyoruz bence çok güzel olacak günümüze uygun ve şehitlerimizi tekrar hatırlamak için çok güzel bir anıt heykel olacak diye düşünüyorum





















 KAYNAK:http://www.kizilcahamam.bel.tr/1395--sedir-agacinda-6000-sehit-
 YILMAZ ÖZDİL VE ODA TV YORUMUYLA OKUMAK İSTERSENİZ: http://www.odatv.com/n.php?n=o-heykeltras-odatvye-konustu-1908101200

PEYNİRLER


 Ayvalık Teneke tulumu Nasıl Yapılır?

Ege Bölgesi'nin tulum peynirleri, Orta ve Doğu Anadolu'daki türevlerinden farklı üretiliyor.Peynir hazırlandıktan sonra tenekelere basılarak içerisine salamura ilave ediliyor ve soğuk hava depolarında bekletiliyor. Ayvalık tulumu, kahvaltının yanı sıra, üzerine sızma zeytinyağı gezdirilerek salatalarda ve yeşil zeytinin yanında mükemmel bir tamamlayıcı.

 Tel Civil (Çeçil) Peyniri Nasıl Yapılır?
Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz'de yağı alınmış sütle hazırlanan yumuşak bir peynir türü. Elle ovulunca iplik iplik olduğundan tele benzetilmiş. (Diyet yapanlara uygun ancak tuz oranı yüksek).

Tereyağı eklenmiş tavada, hafif ısıtıldıktan sonra üzerine yumurta kırarak yemenizi tavsiye ederiz.

Rikotta Peyniri (Ricotta) Nasıl Yapılır?


Taze ve olgunlaşma süresini tamamlamamış olan Ricotta bir İtalyan peyniridir. İnek sütünden yapılır. Yumuşak ve keskin olmayan bir tadı vardır. Pizzalar dahil birçok tatlı ve tuzlu yemeklerde kullanılır.




Mihaliç (Kelle) Peyniri Nasıl Yapılır?


Marmara Bölgesi'nin çeşitli köşelerinde birçok iyi peynir çeşidi bulunur. Balıkesir-Bursa arasında üretilen Mihalıç peynirinin ise yeri bir başka. Susurluk'un meşhur tostları işte bu lezzetli peynirle hazırlanır. İlk olarak Karacabey'de yapıldığı için bu ilçenin eski adı olan Mihalıç adını almıştır. Halk arasında "Mağlıç", "Mahlıç" veya Manyas, Gönen ve Bandırma yörelerinde olduğu gibi "Kelle" peyniri olarak da bilinmektedir.

Standart bir üretim şekli olmayan Mihalıç peyniri, peynir ustalarının bilgi, gelenek ve göreneklerine göre önceleri 100 koyun sütü kullanılarak çiğ sütten yapılırken günümüzde ise koyun sütunun yeterli miktarlarda üretilmemesine bağlı olarak ya sadece inek sütünden ya da inek-koyun-keçi sütlerinin karıştırılması ile elde edilmektedir. Kendine has kokuşu ve lezzeti ile birlikte içerdiği yaklaşık 33 rutubet ve 8 tuz miktarına bağlı olarak sert ve dayanıklı, ayrıca bileşiminde 30 yağ ve 26 protein bulundurması nedeniyle de besleyici özelliği yüksek olan bir peynirdir. Mihalıç peyniri sert ve tuzlu peynir çeşitlerinden olup, kesit yüzü homojen olmayan delikli bir yapı göstermektedir. Dışta beyaz renkte 3-4 mm'ye varan sert, parlak bir kabuk, bunun altında peynire has karakteristik bir görünüm kazandıran sarımtırak beyaz renkte orta kısım ve kenarlara doğru gidildikçe azalan 2-4 mm'lik yuvarlak gözeneklerin varlığı oldukça tipiktir. 

Tüketiciler tarafından, iri gözenekli ve daha şişkin "kabarmış" peynirler tercih edilmektedir. Peynirin şekil, büyüklük ve ağırlık açısından standart bir formu olmamakla birlikte genellikle yaz aylarında 2.5-3 kg'lık, kış aylarında ise 4-5 kg'lık kelleler halinde üretilmektedir. Günümüzde sağlık problemleri nedeniyle insanların genellikle az tuzlu ve taze peynirleri tercih etmeleri, hayvanlardan insanlara geçebilen zoonoz hastalık etkenleri yönünden bu tip peynirlerin önemini artırmaktadır. Bu nedenle çarşı ve pazarlarda açıkta satılan ve genellikle olgunlaşma süresini tamamlamadan taze olarak tüketime sunulan peynirlerin her zaman için bir risk taşıdığı, vakum ambalajlı, etiketli olarak sahsa sunulan peynirlerin ise sağlık açısından daha güvenilir olduğu unutulmamalıdır.


Erzincan Tulum Peyniri Nasıl Yapılır?



Erzincan ekonomisinde önemli yeri oluşturan tulum peyniri, ülkemizce de tanınmış ve ilimizde olduğu gibi aranılan, tercih edilen ürünler grubunda yerini almıştır. Kendisine has tadı olan tulum peynirimizin yapımı: Süt ince tülbentten yapılan süzekten süzülerek, kaynama derecesine gelinceye kadar ateşte ısıtılır.Isıtılan süte, peynir mayası katılır ve peynir kazanı kalın bir örtüyle sarılarak, mayalanmaya bırakılır. Mayalanan süt, süzeklere alınarak yüksek bir yerden asılır ve suyun peynirden ayrılması sağlanır. Suyu süzülen peynir büyükçe iki taşın arasına konularak, kurumaya bırakılır. 2-3 gün sonra, kelle haline gelen peynirler tuzlanarak yoğrulur. Püre halini alan peynir içi temizlenmiş halde deri veya bidona kuvvetlice basılır. Deri kalın bir iğne ile delinerek peynirin kalan suyu da akıtılır ve kurumaya bırakılır



Urfa Peyniri Nasıl Yapılır?


Urfa'nın özgün beyaz peynirine "kız memesi" adı da veriliyor. Yapım aşamasında yumruk büyüklüğünde parçalara ayrılan peynir, bezlerin içine topak şeklinde bağlanarak süzülüp tuzlanıyor ve küçük toplar halinde satılıyor. Hem taze olarak hem salamura olarak yenebiliyor. Kahvaltıdan ziyade yolluk olarak kullanılan peynirin az miktarları bile doygunluk sağlıyor. Taze pide ve tereyağı ile yenildiği gibi, salataların üzerine de rendelenebilir.



Camembert Peyniri Nasıl Yapılır?


Dünya çapında tanınmış bir Fransız peyniridir. Birçok çeşidi vardır. İnek sütünden üretilir. Dışı beyaz bir küf florasıyla kaplıdır. Olgunlaştıkça yumuşaktan keskinliğe doğru değişen kendine has bir tada sahiptir. Mükemmel bir snek ve tatlı peyniridir.


Kırklareli Kaşar Peyniri Nasıl Yapılır?
 En iyi tanınan peynirlerimizden olan Kaşar peyniri, Kars, Erzurum, Muş gibi Doğu illerinde ve Kırklareli, Edirne, Tekirdağ gibi Batı illerinde koyun sütünden üretiliyor. Rengi hafif sarımsı, tadı ise baharatlı. Üzeri önce küflendirilip, sonra temizlenerek hazırlanan kaşar peynirin dışının küflü olması, kaşarın iyi kalitede olduğunu gösterir. Ama küf içine bulaşmışsa, bozuk demektir. Genellikle kahvaltılık olarak tüketilen kaşar peyniri, fırın yemeklerinde de sıkça kullanılıyor.






 Parmesan Peyniri (Permigiano) Nasıl Yapılır?


İtalya'nın en çok tanınmış granüler yapılı peyniridir. Çok sert bir dokuya sahiptir. İnek sütünden yapılır. Büyük tekerlekler halinde satılır. Olgunlaşma süresi en az 2-3 yıldır. Tamamen olgunlaşmışları sadece rendelenerek veya toz haline getirilerek kullanılır. Hamur işleri ile çok iyi uyum sağlar.




Gouda Peyniri Nasıl Yapılır

Oldukça iyi tanınan diğer bir Hollanda peyniridir. Edam gibi inek sütü ile yapılır. %30-40 oranında yağ içerir. Açık sarı renktedir. Ağızda yumuşak bir tat bırakır. Bu peynir olgunlaşma süresini tamamlamadan yani taze olarak da yenilebilir. Fakat bir yıl olgunlaşmaya bırakılırsa tadı mükemmelleşir. Salamura edilmesinden dolayı dışında doğal bir kabuğu vardır. Tat olarak Edam ile çok yakındır.




Kafkas Gravyeri Nasıl Yapılır?

Doğu Anadolu ve Karadeniz Bölgesi'nde Rus etkisi altında üretilen peynirlerden biri. Tat ve karakter olarak Kars gravyerine benzese de delikli dokusu daha ince, rengi ise koyu sarı. Aroması güçlü. Kahvaltıda tüketildiği gibi, sufle benzeri sert ve aromalı peynir gerektiren yemeklerde de rahatlıkla kullanılabilir




Rokfor Peyniri (Roquefort) Nasıl Yapılır?


Fransa'nın "Causes" bölgesinde üretilen bu peynir "peynirlerin kralı" olarak nitelendirilmektedir. Koyun sütü ile üretilir. Çok nemli bir ortama sahip özel mağaralarda olgunlaştırılan Rokfor, süresini tamamlamaya yakın mavileşir. Güçlü ve zengin bir tadı vardır. Sofra peyniri olarak kullanılmasının yanı sıra salata soslarında da çok iyi sonuç verir.

Edam Peyniri Nasıl Yapılır?


Meşhur bir Hollanda peyniri olan Edam, inek sütünden üretilir. Yumuşak, tereyağımsı bir tada sahiptir. Ülkemizde de oldukça tanınmıştır. Üzeri kırmızı bir balmumu tabakası ile kaplıdır. kimyon tohumları ile baharlandırılmış bir çeşidi de vardır. Top şeklindedir.



Pekorino Peyniri (Pecorino) Nasıl Yapılır?


Koyun sütünden üretilen, sert granüler yapılı bir Güney İtalya peyniridir. Olgunlaşma süresini fazla aşmamış olanlar sofra peyniri olarak kullanılabilir. Bu süreyi aşanlar ise sadece rendelenerek kullanılır. Pekorino'nun bir çeşidi olan Pekorino Pepato, Sicilya'da üretilir ve içinde karabiber tanecikleri vardır. Pekorino, hamur işleri ile iyi uyum sağlar.


Mavi Danimarka peyniri (Danish blue) Nasıl Yapılır?

Danimarka'nın, homojenleştirilmiş inek sütünden üretilen ünlü bir peyniridir. Danimarka peynir üreticilerinin küf kültürleri üzerinde yaptıkları çalışmalar sonucu ortaya çıkan en mükemmel peynirlerden biridir. Bu peynir yumuşak kremimsi bir dokuya ve oldukça güçlü bir tada sahiptir. Çok iyi bir tatlı peyniridir. Açık sandviçlerde de yaygın olarak kullanılır.

 Otlu Peynir (Van Otlu Peyniri) Nasıl Yapılır?


Koyun sütünden üretilen Van'ın geleneksel otlu peynirine tadını, yabani sarmısak otu veriyor. Hazırlandıktan sonra toprak küplerde basılarak, kuru olarak ya da salamurada iki, üç ay dinlendirilmeye bırakılıyor. Otlu peynir, dayanıklı bir peynir çeşidi olduğu için uzun yola gidilirken, yolluk olarak kullanılmaya çok uygun.

Size tavsiyemiz, bu leziz peyniri, biraz tereyağı ilavesiyle sıcak pide arasında yemeniz!

 Gravyer Peyniri Nasıl Yapılır?

Ülkemize dışarıdan gelen bu peynir, Kars'ın tam yağlı inek sütlerinden hazırlanıyor. Rus işgali altındayken yabancı ustalar tarafından başlatılan gravyer üretimi günümüzde de devam ediyor. İçinde bir, iki cm çapında delikler bulunan, parlak sarı renkli gravyer peynirinin tadı, İsviçre'nin Emmental peynirine benzer. Güçlü bir aromaya sahip olan Kars gravyeri, ufak porsiyonlar halinde tüketiliyor, hamburger ve peynir suflesinde de kullanılıyor.

AVUCUNUZU AÇMAYI DENEDİNİZ Mİ?

asya colobin maymunu



Asya'da maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır.
Bir Hindistan cevizi oyulur ve iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır.
Hindistan cevizinin altına ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı
bir yiyecek konur. Bu yarık sadece maymunun elini açıkken sokacağı
büyüklüktedir. Yumruk yaptığında elini dışarı çıkaramaz. Maymun
tatlının kokusunu alır, yiyeceği yakalamak için elini içeri sokar, ama
yiyecek elindeyken elini dışarı çıkarması olanaksızdır.
Sıkıca yumruk yapılmış el, bu yarıktan dışarı çıkmaz. Avcılar
geldiğinde maymun çılgına döner, ama kaçamaz.  Aslında bu maymunu
tutsak eden hiçbir şey yoktur.  Onu sadece, kendi bağımlılığının gücü
tutsak etmiştir. Yapması gere-ken tek şey, elini açıp yiyeceği
bırakmaktır. Ama zihninde açgözlülüğü o kadar güçlüdür ki bu tuzaktan
kurtulan maymun çok nadir görülür.

Bizleri de tuzağa düşüren ve orada kalmamıza neden olan şey,
arzularımız ve zihnimizde onlara bağımlı oluşumuzdur. Yapmamız
gereken; elimizi açıp benliğimizi, bağımlı olduğumuz şeyleri serbest
bırakmak ve dolayısıyla hür olmaktır!
Bu örnekle benzeştirirsek;  ben, sahip olduğumuzu düşündüğümüz her
şeyin bizim için birer tuzak olduğunu fark etmediğimizi düşünüyorum:
-- Çoğunlukla konuşmaktan fazla bir özelliğini kullanmadığımız son
model cep telefonlarına sahip olmak,
-- Ortalama 15 m2´sini kullandığımız ama kullandığımız alandan 10-20
kat büyük evlere sahip olmak,
-- Belki bir kez giydikten sonra çok uzun sure dolabımızın bir
köşesinde unuttuğumuz günün modasına uygun giysilere sahip olmak,
-- Okumadığımız kitaplara sahip olmak,
-- Asla kadranın gösterdiği sürate ulaşamayacağımız en süratli arabaya
sahip olmak,
-- Bize günde 3-5 kez zamanı, başkalarına sürekli zenginliğimizi
gösteren kol saatlerine sahip olmak,
-- Vakit bulup gidilemeyen, gidilse bile dinlendirmekten çok uzak;
tabiri caizse yorgunluktan haşatımızı çıkaracak deniz kenarına yakın
bir yazlık, bir din-lence evine sahip olmak,
-- Vaktimize, nakdimize, aklımıza, çenemize zarar verse bile bir futbol
ta-kımı taraftarlığına sahip olmak,
-- Oturmadığımız koltuk takımları, izlemediğimiz dev ekran
televizyonlar;  kullanmadığımız, faydalanmadığımız daha nelere sahip
olmak...  Ya da sahip ol-duğumuzu sanmak...
O maymun gibi; avucumuzda tuttuğumuz sürece (faydalanamasak bile)
sahip olduğumuzu sanmıyor muyuz? Ve ancak parmaklarımızı gevşetip
bunlardan vazgeçtiğimiz zaman gerçekten özgür olup tüm yeteneklerimizi
kullanabilir hale gelmeyecek miyiz?
Aslında biz bu dünyaya sahip olmaya değil, şahit olmaya gelmişiz. Ah
bunu bir anlayabilsek.

KAYNAK :Doç .Dr. Erol ERÇAĞ

Erdemli insanların dokuz düşüncesi vardır


                                                  Erdemli insanların dokuz düşüncesi vardır:



1. Baktıklarında berrak görmeyi düşünürler,
2. Dinlediklerinde iyi duymayı düşünürler,
3. Görünüşleri bakımından cana yakın olmayı düşünürler,
4. Davranışlarında saygılı olmayı düşünürler,
5. Konuşmalarında doğru sözlü olmayı düşünürler,
6. İşlerinde ciddi olmayı düşünürler,
7. Kuşkuya düştüklerinde soruları nasıl soracaklarını düşünürler,
8. Öfkelendiklerinde sorunları düşünürler,
9. Kazancı gördüklerinde adaleti düşünürler...

Konfüçyüs

Tanrıyla ortak olan adam...


Geçen yüzyılın sonunda Baltimore'lu bir delikanlı kendine yepyeni bir yaşam kurmak üzere New York’a gidiyordu. Yaşlı bir aile dostu olan kaptan, ona; “yaşamını kazanmak için ne yapacağını” sordu.   

“ben her işi yapabilen kişilerden değilim, sabun ve mum yapmaktan başka bir şey gelmez elimden” dedi.

Kaptan ona küçük bir öğütte bulundu. “iyi çalışmak koşulu ile başarılı olabilirsin”. dedi ve gencin elini sıkarken ekledi;”'tanrı ile ortakmışsın gibi çalış ve kazancın onda birini onun payı olarak ayır, göreceksin o zaman işin hep iyi gidecek”


Genç adam, kısa bir süre sonra Manhattan sabun fabrikasının yöneticisi oldu ve 2 yıl sonra kendi işini kurdu. Kaptanın öğüdünü unutmamıştı. Kazancın onda birini ayırıyor yardım kuruluşlarına bağışlıyor. İşini giderek geliştirdikçe kazancını onda birlik payını, onda 2 ye yükseltti. Daha sonra ise karının yarısını bu iş için ayırdı. Genç adamın işinde ki başarısı, iyilikseverliği oranında artıyordu. Sabun üreticisi (genç adam) sabun kralı olarak tanınabilecek düzeye geldikten bir süre sonra öldü. Fakat on un içindeki “giz” önce öykü olarak daha sonraları ise bir anı olarak uzun yıllar canlı kaldı.

İhtiyar bir dostun öğüdüne uyarak işinde tanrı ile ortak olan bu adamın adı: William Colgate'tir. “Amerikan yardımseverler Derneği’nin başkanlığında yapan Colgate’in adı bugün dünya çapında bir sabun ve diş macunu firmasından başka, Amerika’nın önde gelen üniversitelerinden birinin Colgate üniversitesinin de sürmektedir.

Kaynak : Bütün Dünya dergisi – 2000

Old Goverment System Not enough for new society, We need a new System

The government feels bloated, outdated, inefficient, and full of people who talk more than they act. In a factory, if a machine doesn’t wor...