Tuesday, August 28, 2012

Miranda Kerr ve şaşırtan Bilgiler :D


orlando bloom -miranda kerr bloom



     Mİranda Kerr uzun boylu güzel ,model ,gösterişli genç bir kızcağız..Orlando Bloomla evlendi  ..yine erkek milletinin iç geçirdiği kızcağızlardan biri..O da herkes gibi yiyor -işiyor,içiyor,kusuyor,kanıyor,yaralanıyor,sçyor,çocuk doğuruyor ,terliyor,yağlanıyor.adet oluyor normal bir insan ..





  • Salatalığın %97'si sudan oluşmaktadır.
  • Bir devekuşunun gözü beyninden büyüktür. 
  • Sümüklü böceklerin dört tane burnu vardır. 
  • Bir timsahın gözlerinin arasındaki mesafe, ayaklarının büyüklüğüne eşittir.
  • Bukalemunların dilleri, vücutlarından iki kat daha uzundur. 
  • Kereviz yerken harcanan kalori, kerevizin içindeki kaloriden daha fazladır.
  • İnsan elinde, en yavaş uzayan tırnak baş parmağınki, en hızlı uzayan tırnak ise orta parmağınkidir.
  • Kıta isimlerinin hepsi aynı harfle başlayıp aynı harfle biter.
  • Ortalama bir erkek, hayatının 3350 saatini tıraş olmak için harcar. 
  • Geçen 3500 yılın, sadece 230 yılı barış içinde yaşanmıştır. 
  • Sallanan sandalyede hiç durmadan sallanma rekoru 440 saattir. 
  • Köpeklerin ter bezleri ayaklarındadır.
  • Yataktan düşerek ölme olasılığı iki milyonda birdir.
  • Marilyn Monroe'nun altı ayak parmağı vardı. 
  • Albert Einstein dokuz yaşına kadar düzgün konuşamamıştı. 
  • Kalınlığı ve büyüklüğü ne olursa olsun hiçbir kağıt parçası 7 kereden fazla katlanamaz 
  • Kirpiler suda batmaz.
  • Eğer Barbie gerçekten yasasaydı vücut ölçüleri 97-72 82 cm olacaktı.
  • Çocuklar baharda daha fazla buyuyor.
  • Ödemeli telefon konuşmalarının çoğu babalar gününde ediliyor.
  • Uyurken, televizyon seyrederken yaktığımızdan daha fazla kalori harcıyoruz.
  • Gözleri açık tutarak hapşırmak imkansızdır
  • Hapşırdığınız zaman, kalbiniz de dahil olmak üzere bütün vücut fonksiyonlarınız bir an için durur.
  • Amerikan havayolları, uçuşlarda yolculara sunduğu kahvaltılarda her tepsiden bir zeytini kaldırarak 1987 yılında 40 bin dolar kar etmiştir.
  • Gözlerimiz hiçbir zaman büyümez. Ama burnumuz ve kulaklarımızın büyümesi asla sona ermez.
  • Sadece insanlar ve yunuslar zevk için cinsel ilişkide bulunurlar.
  • Zebralar beyaz üzerine siyah çizgilidir.
  • Külot giymediği için Donald Duck'ın çizgi filmlerinin Finlandiya'da oynatılması yasaktır.
  • Sağ elini kullanan insanlar sol elini kullananlara göre ortalama dokuz yıl daha fazla yasıyorlar.
  • Birinin yüzünü hatırlamak için beynin sağ tarafı kullanılır.
  • Yetişkin bir insan günde ortalama olarak 23 bin kez nefes alır.
  • Kaşları yukarı kaldırmak için 30 kası harekete geçirmek gerekiyor.
  • Bir insan nefesini tutarak intihar edemez. En kötü ihtimalle bilincini yitirir ve ciğerleri otomatik olarak nefes almaya başlar.
  • At yarışlarında favori gösterilen atların sadece %30'u yarışı kazanıyormuş.
  • Bir atın cinsiyetini dişlerini sayarak öğrenebilirsiniz. Erkek atların 40, dişi atların ise 36 dişi vardır. (çok daha kolay bir yöntem var da, neyse söylemiyim :D) 


"

Telefon Oyunu -

aşağıda ki mevzuları adım adım yaptığınızda şaşıracağınız birşey oluyor ..üşenmedim hesap makinemi aldım ..olayı bitirdim..şaşırdım sonunda ..şimdiden söyleyeyim




ADRIANA LIMA -ANADOLU'DA KADINLAR NEDEN ARKADA YÜRÜRLER ?

ADRIANA  LIMA YI EKLEDİĞİN DE OKUNUYOR ..mecburen öyle  kısa bi satır yazalım bakalım. güzel ,fani ,sen ben gibi çişli,kanlı ,yağlı ,kusmalı sçmalı ,yemeli normal bir hatun ama güzel ötesi maaşallah ..evli filan ..marko jaric diye insan üstü bir erkekle evli ..adam yıkılıyo öyle söylym size...Adriana ya  diğer erkekler öyle mal gibi bakıp iç geçirir,ağızlarından salyalar saçarak ....horoz gibi sesi vardır..konuşmasa süper olur yani..

marko jaric-adriana jaric lima


ANADOLU'DA KADINLAR NEDEN ARKADA YÜRÜRLER ?


 “Ah Cehalet! Sen nasıl bir belasın ki, böylesi bir zarafeti şiddete dönüştürüyorsun”


Anadolu'da Kadınlar Neden Erkeklerin Arkasından Yürür?

Hazırlayanların eline, emeğine sağlık. Lütfen okuyun
Olayın sebeplerini daha iyi anlatabilmek için, önce yüz yıllık tarihimizi hatırlatmam gerekiyor.
Savaşlar dönemi!
1911 yılında başlayan Balkan savaşlarıyla beraber, Anadolu insanı hep savaşlara koşmak zorunda kaldı. On yıl civarında süren bu savaşlar yüzünden Anadolu köylerinde neredeyse erkek kalmadı. Birinci Dünya Savaşı, Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşı gibi yüz binlerce erkeğin, gidip bir daha dönemediği bu süreç bitince, Anadolu’da dul kadınlar ve yetim çocuklar kaldı. 10-11 yaşındaki erkeklerin, 17-18 yaşındaki kızlarla evlendirilmek zorunda kaldığı dönemlerden bahsediyorum.
Herhangi bir sebepten dolayı savaşa gidemeyen veya savaş sonrası savaş gazisi olarak köyüne dönebilen az sayıda erkek dışında, köy – kasaba halkının çok büyük bir kısmı, dul kadın veya yetim çocuklardan oluşuyordu.
Böylesi bir zarafet!
   İşte böylesi bir ortamda yaşayan babalar, evlatları yanlarına gelince, diğer yetim çocukların içi acımasın diye, kendi evlatlarını yanlarında uzaklaştırırmış. Baba hasretiyle yanan yetim çocuklar, babalarını hatırlayıp üzülmesinler diye, başkalarının yanında kendi evlatlarını sevmeye utanırmış babalar. Böylesi ince, böylesi zarif bir düşünceyle, babalar evlatlarına mesafe koymuş.

   Hanımlarıyla sokakta gezmek zorunda kaldıklarında, “kocasını kaybetmiş dul kadınlar bizi yan yana – elele görürseler yaraları deşilir” düşüncesiyle, yan yana yürümemeye çalışırmışlar. Anadolu’da erkeklerin hanımlarını birkaç adım geriden yürütme gelenekleri, böylesine bir zarif düşünceyle oluşmuş.
   Cehaletin, nasıl korkunç bir bataklık olduğunu, yeninde görmemi sağladı bu olay. Başka yetim çocukların içi acımasın diye ortaya konan tavır, cehalet yüzünden, öz evladını, yetim psikolojisi ile ilgisiz ve sevgisiz büyütme tavrına dönüştürülmüş.
   Dul kadınların, savaştan dönmeyen kocalarını hatırlayıp yaraları acımasın diye gösterilen nezaket, kendi hanımını dışlayan bir tavra dönüşmüş cehalet yüzünden.

Ah Cehalet! Sen nasıl bir belasın ki, böylesi bir zarafeti şiddete dönüştürüyorsun?

Hardcore-Softcore Yazılar

Günlerdir elimde ,sağda solda gezen gazeteleri nihayet okumaya başladım ..Yine dünyada çokilginç mevzular var..
Japon sanatçının kemanına el konmuş   ..Yuzuko Horigome 'nin '.1 milyon liralık kemanına Almanya Frankfurt havalimanı gümrükte el konulmuş ...1986 da satın alınan kemanın evrakları olmadığı için ayrıca 380 bin eoru cezayı da yapıştırıyorlar ....Daha öncede yine bir müzisyenin enstrumanına el konmuştu ..Akılsız mısınız nesiniz kanka ..30 yıl önce aldığın enstrumanın evraklarıyla mı gezersin ..hem yanmış


olabilir,su basmış olabilir..sel götürmüş olabilir,çantan çalınmış olabilir ..Belli isimdeki sanatçıların enstrumanlarına el koymak akılsızlıktan ve terbiyesizlikten başka bir şey değil bana kalırsa..





BBC yetkilileri George Orwell in heykelini BBC binasının önüne koymamış çünkü '' fazla solcu '' bulunmuş...İngiliz gazeteci ,televizyoncu  ve işçi Partisi üyesi Barones Bakewell bu öneriyi getirince ,BBC den ayrılmak üzere olan genel müdür Mark thompson ,'' OH hayır ..buna imkan yok ;Bu çok sol kanat bir ,dda '' diyerek reddetmiş..George Orwell ,dünyaca ünlü 1984 ve Hayvan Çiftliiği romanlarını yazmadan önce BBC de radyo programı yapıyordu ..
hala solcu,sağcı kafaları var mı yahu ..Ne zaman bırakılacak ideolojik hareketler..Yapılması gereken bu tip şeyleri bırakıp tek amaçta ilerlemek ..nasıl daha iyi olabiliriz..İnanç ve ideolojiler girince devreye ..engelli koşuda ki bir yarışçı gibisin her an engele ,bariyere takılma riski ile koşmaya çalışıyosun ..Kaldırın birader bu mevzuları ..çıkın deyin ki ..inancımız ,ideolojimiz şurada dursun biz işimize bakalım ..o kadar mı zor anasnı satym ..bu ne örümcek kafa modelidir..tövbe tövbee..
aklıma geldi geçen gün greenpeace in Shell company için yürüttüğü northarctic direnişini yazdım twitter da ..ya öyle mallar var ki dünyada inanılır gibi değil ..biri diyor ki  benim arabam şu marka ..iyi benzin isterim ..hadi lennnnnn...

senin gibi krolar yüzünden bu shell delileri ceplerini daha da .. daha da ... dolduruyor ..arabasının markasını ,beygir gücünü filan söylemiş ..o arabayı müsait biyerine bas gaza aşkım bas gaza yapıcaksın ..olay biticek ..bütün dünyada bu mallar için yok edilsin ,rahatları ,lüxleri bozulmasın ...hele çevreyi 4 kişilik kirleten lüx araba sahipleri ,jeep sahipleri sizin gtnze koym ..bencil dümbelekler ...neyse devam ediyorum

Danimarkalaı Lars Von Trier ,yeni filmin, tüm dünyada izlenebilmesi


için ..hardcore ve softcore olarak iki versiyon halinde çekecekmiş ..Hardcore versiyonda ..

konu itibariyle bir kadının doğumundan 50 yaşına kadar olan süreçteki cinselliği işlendiği için ..gerçek sevişme sahneleriyle dolu olacakmış ..oyuncular gerçekten biribirleriyle aşna-fişne içinde olacaklar yani ..Bence lüzumsuz bir çalışma ...

Salağın bitanesi ...Tiyatrocular pornocu ..Devlet o yüzden desteğini çekiyor ..hem porno çek hem maaş al ohhhh maşallah demez mi ???senin beyninin içine tükrym ben ..o yaşına kadar kendi fikirlerini oluşturumamışsın ..sağdan soldan ..abuk sabuk bilgiler ,,,, parça pirtik aklında kalanlarla ....olaylara yorumda bulunuyosun ...


Tiyatro bumudur..onca yıllık emek ,eğitim alın teri ,bu uğurda verilen ,harcanan ömürler ..orada ölmek isteyen ne çok tiyatrocu vardır ..Senin pis aklındaki tiyatro ile Türk Milletinin belleğindeki tiyatro bir değildir..
dEdikki rektör değişiyor ..bir anda ..henüz yeni olan rektörün yerine AKP li bir eleman gelecekmiş ..konservatuarlar ve kültür -sanat yönetimi ..memur kafaların ,ideolojilerin elinde olmamalı ..sanat özgürdür ama desteklenmeldir..Bir ülkenin sosyolojik yapısı sanat eserlerinde bulunur..Zaman içinde özgür ,derin katmanlar halinde ve genişleyerek ilerler..Tarihle beraber hareket eder...sen bunu TRT kafasında yönetmeye çalışırsan ..özgür ruhlar ,sanatçılar kısıtlanmış olur ve toplumun yükünü sanata yansıtamaz..çünkü masa başında biri ..yok kardeşim sanattan anlamam ama ...şunu yapacaksınız deme lüxüne sahip olur ..

Gerçi çok ta önemli değil ..katastroflar..sanatın şekillenmesini ,yeni yollar bulmasını da sağlar..akışkan  olduğu için ..farklı formlara bürünür.
Tiyatro sevmeyen bir ülkeye nasıl tiyatro kültürü aşılarsın ...En kültürel hareketi Ezel ,Fatmagül 'ün suçu ne ?,İffet izlemek olan bir milletin kafasını nasıl açarsın ????ilk okuldan itibaren hem çocuğu hem aileyi eğiterek ..o şekilde yetişen çocuk kendi çocuğunuda öyle yetiştirir..Bu kadar basit ...


mevzuatta boşluk var istemedin mi üfleme gitsin hahahah ..ülen ben bunu daha önce niye bilmiyodum ki:)
Ayrıca alkol testini reddedip ,hastanede kan alınmasını da

reddedebiliyorsun ..Anayasaya engel bu hareket te kişi zorla muayene edilemiyor..Kişi istemediği takdir de ne yapılacağını ise bilemiyorlar ...çünkü herhangi bir uygulama konmamış ..''Trafikte yapılan alkol tespiti uygulamalarında solunum havası ile yapılan alkol tespitidir.Anayasanın 17. maddesine göre kii zorla muayene edilemez..1219 sayılı kanun ve hasta hakları yönetmeliği ile Karayolları Trafik Kanunu  yönetmeliğine göre kişilerin muayeneyi kabul etmemeleir durumunda  nasıl bir yol izleneceği ve yaptırımlarla ilgili düzenleme mevcut değildir'' haydiiii buyrun burdan yakın ..Trafik Dergisinde makale olarak yayınlanan yazıda ..Kazalı ,yaralanmalı ve ölümlü olaylar dışında..hastanın muayenesinin rızası olmadan yapılması ,

kişiden kan veya saç örneği alınması mümkün değil ..Anayasa 'ya aykırı ...0.3 promille boşuna mı kaybettim yani ehliyeti ben ..pehhhhhhhh





Fransa NIn yeni kadın hakları bakanı ...Nejat Vallaud Belkacem 'in yeni yasa tasarısı ülke aydınlarından tepki görüyor ..''Kadınları   sex
Nejat Vallaud Belkacem 

kölesi'' haline getirdiği için fuhuşun tüm ülkede yasaklanmasına hazırlanması ..sevişgen aydınları delirtmiş anlaşılan ..Bir bildiri yayınlamışlar ..demişlerki  ''taam kadınlar istemeden de oluyor ama ..genelde kadınlar kendi rızalarıyla yapıyorlar bunu''
 Aralarında filozof Elisabeth Badinter ve Elisabeth de Fontenay, yazar Régine Desforges, edebiyat profesörü Claude Habib ve yönetmen Claude Lanzmann’ın da bulunduğu onlarca aydın, bir bildiri yayınlayıp yasaklama planını sert biçimde eleştirildi. “Fuhuşun yasaklanması ateş püsküren bir canavardır” başlıklı bildiride aydınlar, yasak karşıtı görüşlerini şöyle sıraladı: 
-(Najat Vallaud-Belkacem’ın dediği gibi) “Kadınların mafya ağlarına köle olmasına son vermek evrensel bir zorunluluk” ise fuhuşu yasaklamak da o kadar ideolojik bir yaklaşımdır. 


-Bir kadının erkeklerin baskısı ve zulmüyle fuhuş yapmaya zorlandığı iddiası genellikle doğru değildir. Durum nadiren böyle olsa bile bu faaliyet, çoğu zaman kadınların rızasıyla gerçekleşmektedir. 
-Fahişelerle seks yapan erkeklerin hepsi de kadınlara fırlatıp atılası nesneler olarak davranan korkunç yırtıcılar veya seks bağımlıları değildir. 
-Seks müşterilerinin cezalandırılması fuhuşu ortadan kaldırmaz. Ne telekızlar, ne seks siteleri böylesi bir yasaktan etkilenecektir.
-Tüketimi yasaklamak hiçbir çözüm getirmez. Yasaklama, görünür olanın yeraltına girmesinden başka sonuç doğurmaz.

Fuhuş çok kro ve çağdışı harekettir ..genelevlerin olması da öyle ..abaza adamların olması da öyle ..Fransa da bu tartışılırken ..Türkiye deki genelevler ve fuhuş batağı İzmir ,eskişehir birahaneleri neden duruyor hala ..Anadolu dan gelmiş kadınlar ..birahanalerde rezil şartlarda mecburen çalışıyorlar ..eski pavyon ,konsomatris olmuş size birahane ..


İran' da kadınlara üniversite yasağı da gelmiş...Gözünü açtırmayın kii rahatça yatıp ,hamile bırakıp ,dövüp .öldürüp   



koyun güdebilin ...götlekler .. ..36 ünivers,te kapılarını kadınlara kapatmış ..haremlik -selamlık uygulamasıda başlatılmış ...Kadınlar ne çekiyorsa erkeklerin pipilerine hakim olamamalarından çekiyor..İrdaedeki zayıflığa bakarmısın adamlardaki ..pehhhh

Harry Potter Filmi Gerçek Oldu

Harry Potter  filmindeki hareketli fotoğraflar ..hayran kaldım ..ve aaa o vardı ki diyenleriniz için hemen söylüyorum ...Ben yeni gördüm kanka tamam mı ...SEnin için esdki olabilir ..benim hayatıma yeni girdiği için yeni ..Bayıldım ..albüm fotoğraflarındaki o ölü bedenler yerine ..hayat dolu ,hareketli bu fotolardan olmalı ..Sponsor bulduğum anda böyle foto yapılmasını sağlıycam ve Cd yi aldığınızda,saçlar ,elbiseler,ırmak ,çiçekler gözler ..hep hareketli olacak ..



















UZAK DURULACAK ERKEKLER LiSTESi



Hepimizin dilinin yandığı, "Aman bir daha mı tövbe!" dediği erkek modellerini bir araya topladım, hatta daha da toplayacaktım ama yer kalmadı. Hoş, onun için koca bir ek yapılması gerekliydi, liste o derece uzundu yani
İşkolik erkekler: İlk başlarda kariyeri çekici gelecek olan bu erkek tipi, ilerleyen zamanlarda sinirini bozacak. Buluşmak isteyeceksin, o gece kesin işi çıkacak, sürekli toplantıda olduğu için telefonlarına yanıt veremeyecek ve yanında sürekli işinden bahsedecek.
Baba parası yiyenler: Ayy aman bin defa dağlara taşlara, uzak durmak ne kelime, üç kilometre yakınında olmasın. Bir defa sorumluluk almaktan korkacak, sürekli boş vakti olduğu için "Şu an nerede, kimle, ne yapıyor?" diye delireceksin.
Melankolik erkekler: Bu da ilk görüşte farklı gelecek olan tiplerden, hele o dönem duygusal bir boşluktaysanız. O şiirler, o ‘Kaybedenler Kulübü’ tarzı konuşmalar, o şehri her an bırakabilirim mizacı. İnan bana en fazla iki ay çekersin, gıy gıy içini şişirir sonrasında
Temizlik hastaları: Kendisinin hasta olduğu yetmiyormuş gibi seni de hasta eder, kadının bir nevi çok titizi çekiliyor ama erkeğin maalesef. Sürekli evin içinde senin hatanı arıyormuşçasına toz yakalamaya çalışan biriyle nasıl ömür geçer?
Anne düşkünleri: Ben bir defa öyle bir hata yaptım, hâlâ dilimi ısırıyorum. Kadın beni hamam böceği gibi görüyordu, ben de fare zehirleri ne kadar diye araştırıyordum. Bir zaman geçtikten sonra oğluyla mı berabersin, annesiyle mi anlamıyorsun. Adam ilişkinin ortasına o anneyi öyle bir sokuyor ki, alıp kenara atamıyorsun kadını.
Cimriler: İnsanı kendi parasından bile soğutuyor bu tipler. Kendisinin harcamadığı gibi, sen harcayınca da sanki parası bitiyor gibi bir telaş, bir kıyamet. Sürekli küçük hesaplar peşinde olan, bıraktığı bahşişi bile günlerce konuşan adamla nasıl devam edilebilir ki?
Dedikoducular: Yaa kızın dedikodu yapanı çekiliyor, hatta çok seviliyor bana dokunmayan yılan hesabı, "Gelse de birkaç şey anlatsa" diye sabırsızlandığım bir sürü arkadaşım var. Ama erkeğinki çekilmediği gibi bir de sürekli başa bela açıyor. Erkeklerin dedikoduları bizimkiler gibi değil çünkü onlar nedense daha pis, daha tehlikeli. 
Kız arkadaşları fazla olan: Ayy bunlar beni işte hasta eden grup, böyle sürekli etrafında 5-10 kız vardır, bunu bir severler, sanki panda yavrusu. Devamlı aramalar, çat kapı eve gelmeler, hayatına burnunu sokmalar bilmem ne. Hangi biriyle baş edeceğinizi bilemezsin, arkadaşları onun canı, sense sonradan gelen bir cadı olursun.
Çok konuşanlar: Sürekli söylenen, şikayet eden, devamlı ama devamlı her şeyde kusur bulan adamlar. Bir tane benim başımda var, bir süre sonra duyarsızlaştırıyor insanı. Ne zaman söylenmeye başlıyor, hop önümde bir çember oluşuyor, ne dediğini hiç duymuyorum. Sadece otomatik olarak ona hak verir gibi yapıp kafamı sallıyorum.

 
Balık burcu: Bu listenin başında bile durabilir, aman diyeyim asla ama asla! Adamla birlikte misin, değil misin, seviyor mu, nefret mi ediyor, iyi biri mi, kötü mü, ilişkimiz nereye gidiyor durumlarını devamlı yaşamak istemiyorsan anında topukla yanından.


Yazının Norma’sı:
İşte hal böyleyken sanırım ortada adam kalmadı, hepsine bir kulp bulduysak bilmem kaçıncı geleneksel "Adam gibi adam yok" klişesiyle yazıyı bitirebilirim.

Monday, August 27, 2012

BREZİLYA ÜZÜM AĞACI


Bu inanılmaz bitki Jabuticaba meyvesi ya da diğer adıyla Brezilya üzüm ağacı olarak bilinen bu meyve ağacın gövdesinde yetişmektedir.
Meyve mor renge dönüştüğü zaman olgunlaştığı anlaşılmaktadır. Jabuticaba meyvesinin anavatanı Paraguay, Arjantin ev Brezilya 'dır. Serinletici özelliğee sahip olan sulu bir yaz meyvesidir. 
Jabuticaba, dünyada gövdesinden meyva veren tek ağaçtır, meyvaları bu ilginç ağacın gövdelerinden çıkıyor.Sadece Güney Amerika'da bulunan bu ilginç ağaç özellikle Paraguay, Arjantin ve Brezilya'da bol miktarda bulunuyor.

Jabuticaba'nın gövdesinde önce mor çiçekler açıyor ve bu çiçekler yavaş yavaş büyüyerek bizim üzüme benzer bir meyvaya dönüşüyor.

Çlekten biraz daha büyük olan meyvaları uzun süre saklanabiliyor. Her ağaç 2 yılda bir meyva veriyor ve bu meyvaların suyu; reçel, marmelat ve meyva suyu olarak kullanılıyor. sağlık içinde faydalı olduğuna inanılan Jabuticaba, bademcik, astım ve ishalde kaynatılarak tedavi amaçlı da kullanılıyor.





























ONCE UPON A TIME ADAKALE WAS IN THE TUNA RIVER

When I was looking for Ottoman time fairy tails I found out about Adakale. The history of A little island fascinated me and I couldn't s...