Monday, August 20, 2012

Türk Olmak

EMANETİNE SAHİP ÇIK
Türk olmak...

Dünyanın, en tehlikeli eğlencesi Türk olmaktır.
Burada hayatin bizzat kendisi bile hayata şaşar.

Altmış milyonluk bir bungee-jumping'dir hayat.



Bir beton zemine doğru milyonlarca insan süratle düşeriz.

Tam çarpacağımız zaman, kim olduğunu kimsenin bilmediği bir güç, ucunda sallandığımız lastik halatı çekiverir ve biz yukarılara sıçrarız.

Padişahımızın ırzına geçer, başbakanımızı asar, genelkurmay başkanımızı hapseder, gençlerimizi idam sehpalarına gönderir sonra da en güzel aşk şiirlerini yazarız.

Hep aptallığımızdan yakınır sonra da dünyanın en akillisi IMF'i tam on yedi kere dolandırırız. Paralarını bize nasıl kaptırdıklarını anlamazlar bile. Aptallıktan sıkıldığımızda zekamızla ovunur ve bin senedir her yaz mevsiminde damlarda yatar ve oradan düşerek oluruz.

Yağmur yağdığında ülkenin en büyük kentinin işlek bir caddesinde boğulan yeryüzündeki tek insan Türk'tür.
Yeryüzünde kendine kanat yapıp ucan ilk insan da Türk'tür ama...

Devleti kutsal ilan eder sonra da devleti soyarız.
"Köylü efendimizdir" der köylüleri döveriz.

Dünyada hiçbir devletin tanımadığı bir devleti kurma başarısını gösterebilmiş olanlar Türklerdir.
"Yurtta sulh, cihanda sulh" diyerek bütün komşularıyla düşman olan da biziz.

"Ulusal onuru" bu kadar değerli "ulusal parası" bu kadar değersiz başka bir ülke bulmak çok zordur.
Sürekli olarak birbirini kazıklayanlar Türklerdir.

Bir büyük deprem olduğunda çoluk çocuk, zengin fakir el birliğiyle yardıma koşup, evdeki iki battaniyeden birini depremzedelere bağışlayanlar da Türklerdir.

Kırk sekiz yıl boyunca dünya futbol şampiyonasının kapısından bile geçemedikten sonra ilk katıldığı şampiyonada dünya üçüncüsü olmayı Türkler başarır.

"Ata sporu" güreşte en olmadık ülkelere yenilen, güreşten hiç anlamayan Amerikalı güreşçilerle güreşirken kolunu bacağını kırdıranlar da Türklerdir.

Her konuda fikrimizi söylemeye bayılır ama hiçbir fikrimize inanmayız.
Hiçbir filozofumuz yoktur ama ne olduğunu kimsenin bilmediği bir hayat felsefemiz vardır.

Dünyanın en ünlü suikastçısı papayı vuran bir Türk’dür.
Papayı binlerce insanin arasında vurup kabak gibi yakalanan en salak suikastçı da Türk’tür.

Katillerin "ulusal kahraman", şairlerin "vatan haini" olduğu tek ülke Türkiye'dir.

Müslüman olanlardan sürekli kuşkulanır ama Müslüman olmayan vatandaşlarımıza devlette tek bir görev bile vermeyiz.

Bütün askeri darbeleri alkışlar ve ilk secimde darbecilerin kızdıklarına oy veririz.

Tek bir anlaşmada neredeyse beş milyon kilometre kare toprak kaybedip, bu anlaşmanın en akıllı anlaşma olduğuna inananlar da Türklerdir.

Savaşta kendi gemisini yedi saat boyunca bombalayanlar Türklerdir.
Uçağı arızalandığında başkalarına bir zarar gelmesin diye o uçağı son ana kadar terk etmeyip ölenler de Türklerdir.

Yabancılardan sürekli kuşkulanıp ne kadar yabancı örgüt varsa hepsine girmeye çalışanlar Türklerdir.
Girmeye çalıştıkları örgütlerin kurallarının aslında Türkiye'yi bölmek için hazırlandığına da sadece Türkler inanır.
Yıllarca, Avrupa Birliğine girmemizi sağlayacak yasalardan hiçbirini çıkartamayıp, bir gecede başkalarının on yılda geçirebileceğinden daha fazla yasa geçiririz.

Ömründe hiç trapez yapmamış altmış milyon insanin trapez yapmasıdır hayat burada.
Bütün dünya, şaşkınlıkla bakarak düşmemizi beklerken biz düşmeyiz.
Biz Türk'üz.
Ya oynar ya ağlarız.

Dünyanın en tehlikeli eğlencesidir Türk olmak.
Ve, biz korkuyla eğleniriz.

5 Agustos 2002, Pazartesi

Ahmet Altan

ONCE UPON A TIME ADAKALE WAS IN THE TUNA RIVER

When I was looking for Ottoman time fairy tails I found out about Adakale. The history of A little island fascinated me and I couldn't s...